Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu, performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme ya da küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır. Kişi bu korkunun yaşanmasından kurtulmak için bu tür sosyal ortamlara girmekten kaçınır. Kaçınma nedeniyle kişinin sosyal, mesleki ya da aile yaşamı etkilenir. Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Başlangıç yaşı sosyal fobide çok erkendir. Hastaların %40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların %40’ında ise sosyal fobi olduğu belirtilmektedir.
Sosyal fobisi olanlar genelde aşağıdaki durumlarda sosyal fobi belirtilerini yoğun olarak yaşarlar.
-Topluluk önünde konuşmak.
-Bir işle uğraşırken seyredilmek.
-Başkalarının önünde yemek yemek.
-Otorite konumundaki kişilerle temas etmek.
-Misafir kabul etmek.
-Başkaları ile tartışmak.
-Toplulukta telefon ile konuşmak.
-İlgi odağı olmak.
-Başkalarının önünde yazı yazmak.
Sosyal Fobi ile Sosyal Heyecan Arasındaki Farklar Nelerdir?
Ülkemizde sosyal fobi olmasa da topluluğa girme, toplulukta konuşma, özgürce davranabilme konularında çekingenlik oldukça sık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı klinik düzeyde bir rahatsızlık olarak ele alınmayabilir. İnsanların bir iş yaparken, herhangi bir davranışta bulunurken, özellikle de birilerinin önünde kendilerini ortaya koymaya çalışırken belli bir heyecan duymaları olağan bir durumdur. Hatta böylesi bir heyecanın ilişkileri motive edici, hazırlayıcı etkisi olduğundan, insanın daha iyiyi yapabilme isteğini arttırdığından söz edilebilir. Bir dereceye kadar sosyal ortamlardan çekinme doğal kabul edilmelidir. Çekingenlik ya da utangaçlık da kişiye ciddi bir yük korku getirmiyorsa problem olarak yer almaz. Temelinde başkaları tarafından gülünç bulunma, aşağılanma korkusu ile beslenen ve sonrasında izolasyona kadar götürebilecek olan sosyal fobiyi normal ve sağlıklı olduğunu düşündüğünüz sosyal heyecan ile karıştırmamak gerekir.
Sosyal heyecanı sosyal fobiden ayıran en önemli özellik, bireyin topluluk önünde bir şeyler yapmaya devam ettikçe, bu konuda deneyim kazandıkça sosyal heyecan azalırken, fobik durumlarda deneyim kazanmanın heyecan üzerinde etkili olmaması aksine kişilerin bu durumdan şiddetle kaçmaya çalışmalarıdır. Bu kaçınmanın da kişinin olağan günlük işlerini, mesleki ya da eğitimle ilgili işlevselliğini, toplumsal etkinliklerini ya da ilişkilerini önemli ölçüde bozmalıdır ya da kişi fobisi olacağına ilişkin belirgin bir sıkıntı duymalıdır.
Sosyal Fobi Günlük Yaşamda Hangi Sorunlara Yol Açabilir?
Sosyal fobisi olan kişiler, çoğu zaman sınav kaygıları ya da sınıf içi katılımdan kaçınmaları nedeniyle okulda yeterli bir başarı gösteremezler. Öğrenciler bildikleri halde parmak kaldıramaz, sözlülerde başarısız olurlar. Etkinliklere girmekten kaçınırlar. İş sahipleri gerekli atılımları yapamaz, çalışanlar kendilerini ortaya koyamaz. Bazıları karşı cins ile ilişkilerinde benzer durumlar yaşadıklarından kendi başlarına arkadaş sahibi olamaz, bekar kalabilirler. Bulundukları ve yetiştikleri ortamı değiştirmek istemez, yakın aile dışındaki kişiler haricindekiler ile iletişimlerini sınırlarlar.
Sosyal fobisi olan insan yaşadığı korku ve kaygıların farkına varıp zamanla bu korku ve kaygılar kendisini rahatsız edecek noktaya gelince toplumdan ve sosyal ortamlardan uzaklaşmaya, kopmaya başlar. Kaçınmanın ardından her sosyal ortamla karşılaştığında kaygı ve korku artar. Kişi zamanla tek başına yaşamaya kimseyle iletişime geçememeye başlar.
Sosyal fobisi olan insanlar, kaygı ve korkuya yakalanmamak için çok farklı kaçınma yolları kullanırlar. Bunlar sosyal ortamlara girmeme, ortamdan kaçma, konuşulanlara ilgisiz kalma, göz teması kurmama, hayalcilik ve alkol alma kullanılan bazı kaçınma yöntemleridir.
Sosyal Fobinin Belirtileri
Fiziksel Belirtiler(fizyolojik): Yüz kızarması, terleme, ağız kuruması, kalp çarpıntısı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, titreme.
Zihinsel Belirtiler: Çirkinim, yetersizim ve beğenilmiyorum gibi düşünceler, sevilmediğini ve güçsüz olduğunu ifade eden düşünceler, ‘’Mükemmel olmalı hata yapmamalıyım’’ gibi düşünceler.
Davranışsal Belirtiler: Korkulan ortama girmeme ve ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme, hayallere dalma, konuyu değiştirme, alkol kullanma.
Sosyal Fobide Kaçınma Davranışını Belirleyen Olumsuz Düşünceler Nelerdir?
Bunlar;
1-Kişinin iç diyaloğunda yer alan kendini küçümseyen ve aşağılayan ifadeler.
2-Kişisel performansı değerlendirmede mükemmeliyetçi beklentiler.
3-Kişisel performansı değerlendirmede sadece olumsuz örneklere odaklanma.
4-Sosyal başarı ve başarısızlıklarının nedenlerini belirlemede patolojik bir örüntü geliştirme.
Sosyal fobi birçok psikiyatrik bozukluğa ek olarak görülebilir. Bunların içinde en önemlisi depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığıdır. Özellikle batılı ülkelerde yapılan çalışmalarda sosyal fobide alkol kullanımı normal toplum bireylerine oranla 2,5 kat daha yüksek bulunmuştur. Bu da alkolün süper egoyu baskılaması, daha rahat davranabilmeyi sağlaması ile açıklanabilir. Alkolikler arasında yapılan bir çalışmada sosyal fobi görülme sıklığının normale oranla 9 kat fazla olduğu tespit edilmiştir. Sosyal fobi bir an önce tanınmalı ve tedavi edilmelidir. Sosyal fobisi olanlar genel nüfusa oranla şu farkları gösterirler:
-Yalnız yaşama oranları yüksektir.
-Eğitim seviyeleri düşüktür.
-Genellikle ekonomik açıdan bağımlıdırlar.
-Başka psikiyatrik problemleri vardır.
-Sosyal açıdan toplumdan yalıtılmış bir durumdadır.
-Zaman zaman yaşadıkları sıkıntılar intiharı düşündürebilir.
Sosyal Fobinin Tedavisi
Sosyal fobi tedaviye oldukça iyi yanıt verebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi sürecinde ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte kullanılır.
1-ilaçla tedavi: İlaçla tedavinin tek seçenek olarak sunulması durumunda tedavi 6 aydan uzun sürmekte ve çoğu zaman rahatsızlık tekrarlayabilmektedir. İlaç tedavisinde daha çok antidepresanlar kullanılmakta ve kullanılan antidepresanlar türüne göre çoğunlukla sosyal yaşamı etkileyen yan etkiler göstermemektedir. İlaçla tedaviye en az 6 ay devam edilmeli ve ilacın dozu ve bırakma zamanına doktor karar vermelidir.
2-Psikoterapi yöntemleri: Sosyal fobi tedavisinde psikoterapinin önemli bir yeri vardır. Bu rahatsızlığı yaşayanlara genelde BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI terapi uygulanmaktadır. Bu tedavide amaç daha çok kişinin negatif inançlarıyla yüzleşmesini sağlamaktır. Sosyal fobide bu olumsuz inançların etkili olduğu düşünülmektedir. Psikoterapide kişinin olumsuz inançlarıyla yüzleşmesi, olumlu ve yapıcı düşünmeyi öğrenmesi, toplumdan kaçmasını kolaylaştıran güvenli davranışlarını fark etmesi ve bunları bıraktığında neler olabileceğini tahmin etmesine dayalı bir tedavi programı izlenmektedir. Kişi bu tedavi programıyla aşama aşama sistematik bir şekilde toplum içine katılmaya başlar. Akıl dışı inançlardan kurtulup daha mantıklı inançlara kavuşmak tedavide esastır.
Sosyal fobide hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi yöntemleri kullanılarak bireyin tedavisinin başarıya ulaşması sağlanabilir. Ancak bireyin yakın çevresindeki kişilerin de uzmanların yönlendirmeleri doğrultusunda destek olmalarının önemli olduğu unutulmamalıdır.
Bir cevap yazın