v Çocuğu tekrar motive etmeniz için de ödülü değiştirmeniz ya da daha büyük bir ödül vermeniz gerekir ki bu da sürdürülebilir bir motivasyon aracı değildir. Bir noktadan sonra tıkanırsınız. Çocuk da ödül olmayınca, o işi yapmayı bırakır.
v Çocuk ödülle iş yapmaya alışırsa, kendi sorumluluğunda olan işler için bile sizden ödül talep eder. Sorumsuzluk bilinci gelişir.
Ödül İç Motivasyonu Nasıl Etkiler?
v Bir çocuk bir işi isteyerek (iç motivasyonla) yapıyorsa ve ona ödül verilirse, çocuk o işten soğur.
v Çünkü ödül çocuğun davranışını kontrol eden bir mekanizmadır. Ödülle iş yapan çocuk, kontrol edilmiş hisseder.
v Ödül kontrol mekanizması olduğun için, çocuk bir işi ödül için yaptığında, bilişsel çelişki yaşar.’’ Ben bu işi ödülle yapıyorsam, bu işi sevmiyor olmalıyım’’ diye çıkarım yapar ve o işe olan ilgisi azalır. Çocuk bilir ki keyifli işler (oyun, çizgi film, sinema) için zaten ödül verilmez.
v Çocuğun ödülle yaptırılan işten soğuduğunu, hem söylediklerinde, hem davranışlarında hem de beyin hareketlerinde görebiliriz.
v İnsanlara bir iş bir davranış için ödül verilince ve sonra o ödül kaldırılınca, kişinin o işten çok daha az keyif aldığını beyninde görebiliriz. Beyin keyif bölgesi ödül kalkınca, aktive olmaz. Yani, kişi başta ödül sebebiyle keyif aldığı o işten artık keyif almaz hale gelir.
v Ödül verildiği ve sonra kaldırıldığı zaman, yine beyin etkinlikleri gösteriyor ki kişi o işe başlamaya istekli olmaz.
v Ödül çocuğun sorumluluk bilincini öldürür ve muhakeme becerisini köreltir.
Ödül Bir Kontrol Mekanizması Mıdır?
v Ödül, insanları kontrol ederek, iç motivasyonu zayıflatır.
v İnsanlar kendi seçtikleri işleri, iç motivasyonla, kendilerine empoze edilen işleri dış motivasyonla yapar.
v Aynı şekilde denetleme, değerlendirme, hedef verme, yarıştırma, cezalandırma gibi tüm kontrol mekanizmaları iç motivasyonu olumsuz etkiler.
v Kontrol mekanizmasıyla iş yapan insanlar, kontrol mekanizması ortadan kalkınca o işi yapmayı bırakır.
v Türkiye’de denetleme ve kontrol mekanizmaları daha çok kullanılmaktadır. Bu sebeple okullarda çocuklar, işyerlerinde çalışanlar ve sporcular denetleme ortadan kalkınca çalışmayı bırakır.
v Hedef verme, başarıyı arttırır. Çalışanlara ve çocuklara hedef vermek gerekir ama olumsuz tarafı da bilinmelidir. Kişi hedefe ulaştıktan sonra çalışmayı bırakır. Ama hedefi gelişmek olan insan, çalışmayı bırakmaz.
v Not ve sınav sistemi de bir çeşit değerlendirme aracıdır ve iç motivasyonu öldürür.
v Geribildirim, kontrol mekanizması olmadığı, gelişime odakladığı için motivasyonu arttırır. Gerçek uzmanlar veya dâhiler not değil, geribildirim almışlardır.
v Ödül, amacı araca dönüştürür. Ödülle ödev yapan çocuk, ödevi araç, ödülü amaç olarak görür. Hatta çocuk ödevi ödüle engel olarak görerek ödevden soğur.
Ödül,Başarıyı Ve Mutluluğu Nasıl Etkiler?
v Motivasyon türleri dörde ayrılır: dış motivasyon, içe yansıyan dış motivasyon, içselleştirilmiş motivasyon ve iç motivasyon.
v Bir kişi bir işi zorlandığı veya ödül için yapıyorsa, yani yaptığı işi araç olarak görüyorsa, bu dış motivasyondur. Bir işi sevdiğinden ve ilgisinden dolayı yapıyorsa bu iç motivasyondur.
v Bir insan hayatta olup bitenleri ne kadar kendi kontrolü altında görüyorsa, o kadar ‘’iç kontrol odaklıdır’’, ne kadar kendi kontrolü dışında görüyorsa o kadar da ‘’dış kontrol odaklıdır.’’ Dış kontrol odaklı insanlar kendilerini birer piyon gibi görür. Kendilerine yabancılaşır. Başarılı ve mutlu olmak için iç odaklı olmak şarttır.
v Ödül bireyleri dış odaklı yaptığı için, başarıyı ve mutluluğu olumsuz etkiler.
v Bir insan kendini denetleyebiliyor, zevklerini erteleyebiliyor, vizyonuna ulaşmak için disiplinli çalışıyorsa, özdenetim becerisi yüksektir. Başarılı ve mutlu olmak için de bu beceri şarttır.
v Ödül, bireyleri dışarıdan kontrol ettiği için, kişinin özdenetim becerisini zayıflatır. Bu da mutluluğu ve başarıyı olumsuz etkiler.
v Bir kişide iç motivasyon geliştikçe, kişi hem iç odaklı olur hem de özdenetim sahibi olur.
Ödül Ceza Mıdır, Ceza Ödül Müdür?
v Ödül ve ceza aslında aynı şeydir. İkisi de kontrol mekanizmasıdır. Çocuklarını kontrol eden aileler her iki metodu da aynı şekilde sıkça kullanıyor.
v Aile çocuğa ödül vaat ettiği an, aslında bir de gizli ceza vermiş oluyor. Çünkü çocuk o ödüle ulaşamazsa, kendisini cezalandırmış oluyor.
v Ödüle ulaşılamadığında oluşan ceza etkisi daha fazla tahribat veriyor çünkü çocuk, hem işi yapamadığı, hem ödülü alamadığı hem de ailesini hayal kırıklığına uğrattığı için üzülüyor.
v Beyin hareketlerinde de görüyoruz ki beyin beklediği bir şeye ulaşamadığı zaman, keyfi yöneten kısım baskılanıyor ve acıyı yöneten kısım harekete geçiyor.
v Normal şartlarda sadece beklenmedik ödüller (yarışmalarda kazanılanlar) beyinde dopamin salgılatır. Bu durumda, ‘’Ödevini yaparsan bilgisayarla oynarsın’’ benzeri koşullu ödüller, zaten normalden daha fazla keyif vermez. Çünkü ödül beklendiktir. Üstelik ödevden de soğutur.
v Ödül cezayı içinde barındırdığı gibi ceza da içinde ödül barındırır. Ceza olduğu zaman, kişi, ’’Bu işi de yapmam, cezamı da çekerim’’ der. Ceza o davranışı yapmamayı meşrulaştırır.
v Ceza ve ödülden sonra yeni sosyal normlar oluşur. Ödül ve ceza ortadan kalksa da oluşan yeni sosyal normdan dolayı kötü davranışın devam etmesine sebep olur.
Ödül Yaratıcılığı Geliştirir Mi?
v Öğretmenlerin çoğu yaratıcı öğrenci istese de , kendi davranışlarıyla yaratıcılığı öldürüyor. Yaratıcı öğrenciler en favori öğrencileri olmuyor.
v Ödül, mekanik işlerde işe yarar ama karmaşık işlerde yaramaz. Yaratıcılık da karmaşık bir bilişsel süreç olduğu için, ödül yaratıcılığı olumsuz etkiler.
v Ödül gibi tüm kontrol mekanizmaları yaratıcılığı olumsuz etkiler. Seçme hakkı verilince çocuk daha yaratıcı olur.
v Gerçek hayatta da yaratıcı iş yapan insanlar, kontrol altında daha az yaratıcı davranır. Ressam ya da yazarların eserleri daha az yaratıcı olur.
v Yaratıcılık gerektiren durumlarda ödül verirsek, çocuk bu işe mekanik bir işmiş gibi yaklaşır. Hemen bitirmek ister. Derinlemesine düşünmez. İşe mekanik yaklaştığı için hem işten zevk almaz hem de yaratıcılığı düşer.
v Ödül verilince, kişi ödülü kazanmaya odaklanır. Bu durumda bakış açısı daralır ve geniş düşünemez. Yaratıcılık da geniş bir bakış açısı gerektirdiği için, ödül olunca kişi yaratıcılığını ortaya koyamaz.
v Aynı şekilde olumsuz duygular (kızgınlık gibi) bakış açısını daraltır ve yaratıcılığı öldürür. Olumlu duygular (neşe, mutluluk vb.) bakış açısını genişletir ve yaratıcılığı arttırır.
v Mekanik işlerde ödül işe yarar çünkü bu işler sıkıcıdır ve kişinin zaten çok çaba göstermesi gerekmez. Ödül, kişinin normalde göstermediği bu çabayı göstermesine yol açar. Sonuç daha iyi olur ama tabii ödül kalkınca kişi tekrar fazladan çaba göstermez.
Ödül Öğrenmeyi Nasıl Etkiler?
v Çocuklara bir iş karşılığında ödül verilince, amaç o işi en iyi şekilde yapmak değil, en kısa sürede bitirip ödülü almak olur.
v Çocuklara ödül verilince, çocuklar ödüle ulaşmak için seçebilecekleri en kolay işleri seçerler. Böylece o işleri en kolay şekilde başarıp ödüle ulaşmak isterler. Bu da gelişimi durdurur.
v Gelişim her zaman kendi seviyenizin bir veya iki birim üstünde işleri seçmeyi gerektirir. Çünkü ancak kişi kendi zorlarsa, gelişir. Ama ödül verilince insanlar zor işleri seçme gereği duymaz. Kendini zorlamaz. Böylece gelişim durur.
v Eğitim ve öğrenme için ödül verilince, çocuk derslere daha çok katılır, ödevlerini yapar (çünkü bunlar mekanik işlerdir) ama daha iyi öğrenmez. Çünkü işe yüzeysel yaklaşır. Amaç öğrenmek değil, ödül almak olur.
v İnsanlar performans ve gelişim odaklı diye ikiye ayrılır. İlk grup öğrenmese de sonuçla ilgilenir. Gelişim odaklılar öğrenme ve gelişimle ilgilenir. Ödül verilince, çocuk performans odaklı olur. Bu durumda öğrenme ve gelişim zayıflar.
v İnsanlar normal şartlarda yarım kalmış işleri bitirmek ister. Ama çocuk ödül alınca, iş yarım kalsa da kişi işini bitirdiğini düşünür ve o işe geri dönmez. Ama amaç ödül değil de öğrenmek olsa, kişi öğrenince işi bırakır. Ödül öğrenmenin yarım kalmasına sebebiyet verir.
v Ödül bir ortamı değerlendirme ortamına dönüştürür. Kişi de yeni şeyler denemek isterse, ödüle ulaşamayacağından korktuğu için risk almaz. Bu durumda da gelişim durur.
v Karne hediyesi de bir ödüldür. O da öğrenmeyi ve iç motivasyonu olumsuz etkiler.
v Kısacası, ödül gelişimi ve öğrenmeyi olumsuz etkiler.
Ödül İlişkileri Bozar Mı ?
v Ödül ve rekabet olduğu zaman, insanlar birbirlerini düşman olarak görüyor çünkü diğer insanlar ödül ile kişi arasında bir engel oluşturuyor.
v İnsanlar birbirine güvendiği zaman, mutlu oluyor. Güveni sağlayan hormon da oksitosin. Oksitosini salgılatan da ilişkiler. Yani , bir insanın ilişkileri ne kadar kuvvetli olursa, o kadar mutlu oluyor.
v Ödül de ilişkilere zarar verdiği için insanlarım mutsuz ediyor.
v Testosteron hormonu salgılanınca, insanlar saldırgan oluyor ve empati kuramıyor, ilişkileri bozuluyor. Ödül ve rekabet de testosteron salgılattığı için insanlar arasındaki ilişkiyi bozuyor.
v Aynı zamanda rekabet ve ödül ortamında kişi kazanınca, kazanamayanları kendinden düşük görüyor ve aşağılıyor ‘’NARSİSİZM’’ gelişiyor. Bu da hem o kişiye hem de ilişkilere zarar veriyor.
v Ödül olmayan sınıflarda insanlar işbirliği yapıyor, birbirlerine güveniyor. Hem daha iyi öğreniyor hem de daha mutlu oluyorlar.
Aileler Neden Ödül Verir ?
v Bir sorun, onun ana kaynağı anlaşılmadan çözülemez. Yoksa , asıl sorunu değil, belirtiyi çözmüş oluruz.
v Ödül ana sorunla değil, belirtiyle ilgilenir. Örneğin; anne çocuğun neden ödev yapmadığıyla değil , sadece ödevin yapılmasıyla ilgilenir. Onun için ödül kullanır.
v Asıl sorunla uğraşmak istemeyenler, ödül kullanır. Çünkü soruna emek ve zaman vermek istemez. Bu zor bir süreçtir. Kısa yoldan çözmeyi ister.
v Kısa yoldan çözerse, kısa yol daha sonra daha büyük bir sorun çıkarır. Ödülle iş yaptırtır asma sonra çocuk dış odaklı olur.
v Kontrolcü aileler de ödül kullanır çünkü çocuk kendisine bağımlı olsun ister. Hem kendi istekleri olsun diyen hem de çocuğun sevgisinden yoksun kalmamak için.
v Bu durumda ödül kullanılabilir. Çocukta iç motivasyon, merak ya da ilgi yoksa, dış motivasyonla deneyim sağlatılır. Sonra bu deneyimle iç motivasyon oluşturulur.
ÖDÜL YERİNE NE YAPILMALI ?
Koşulsuz Ebeveynliğin Prensipleri
v Ödül yerine yapılması gereken davranışlar, koşulsuz ebeveynlik prensibi gerektirir.
v Koşulsuz ebeveynlik prensibinin de bazı temel anlayışları vardır.
v Ödül, belirtiyle çözmeye çalışılır ama asıl amaç belirtinin altında yatan kök sorunu çözmek olmalıdır. Örneğin; ödev yapmama bir belirtidir ama asıl sorun motivasyon eksikliğidir.
v Ödül, ailenin ihtiyacını ön planda tutar. Ama asıl önemli olan çocuğun ihtiyaçlarının öncelik gerektirdiğini bilmektir.
v Ödül çocuğa kısa vade düşünmeye iter. Ama önemli olan vizyoner yaratmaktır.
v Ödül, mekanik çocuk yetiştirme anlayışının ürünüdür. Önemli olan çocuğu şekillendirmek değil, çocuğun doğal büyüme ve gelişme sürecine yardımcı olmaktır.
v Çocukla bir sorun yaşıyorsak, yapılması gereken ilk şey çocuğu değil, kendimizi değiştirmek olmalıdır. Kendimizi değiştirmek de sadece davranışlar düzeyinde değil, düşünce düzeyinde de olmalıdır. Düşüncemizi değiştirmeden yapacaklarımız , sonuç vermeyecektir.
v Çocuk yetiştirmede bir kolay olan vardır bir de doğru olan. Doğru olan anlayışı yerleştirmek zaman ve çaba ister. Bugün kolayı seçen, yarın zorla uğraşır.
Çocukla Gerçek İlişki Nasıl Kurulur ?
v Çocukla gerçek ilişki kurmak, onun gelişiminden çok daha önemlidir. İlişkisi zayıf olan çocuk, başarılı olsa da mutlu ve huzurlu olmakta zorlanır.
v Ödül verip iş yaptırmaktansa, çocukla ilişki kurmak gerekir. Bunun için de dört adımlı ‘’PİDE ‘’ yöntemi uygulanabilir.
v İlk olarak çocuğun bakış açısını anlamak gerekir. Çünkü bizim için mantıksız olsa da her davranış çocuk için mantıklıdır.
v İkinci olarak çocuğun ihtiyacını anlamak gerekir.
v Üçüncü olarak ihtiyacın temelindeki duyguyu keşfetmek gerekir. Aile de baskı varsa , çocuk duygusunu söyleyemez. Çocuk duygusunu söylemelidir ve bu duygu onaylanmalıdır.
v Hem ihtiyaç hem duygu anlaşıldıktan sonra , amaç çocuğa kontrolle (ödül) iş yaptırmak değil , çocuğun ihtiyacını karşılamak için onunla iş birliği yapmaktır. Yani, çocukla ilişki kurarak beraber çözüm üretmektir.
Çocuğa Sorumluluk Nasıl Kazandırılır ?
v Ödülle çocuğu motive etmek yerine, ona sorumluluk kazandırmak gerekir. Bu durumda zaten çocuk sorumluluğunu bilir ve kontrol edilmesine gerek kalmaz.
v Sorumluluk kazandırmanın temelinde de demokratik aile olmak yatar. Demokrat aile hem çocuğuna bir düzen sunar hem de özerklik verir.
v Bunu yapmanın da üç temel adımı vardır. İlk önce evde, kurallar ve rutinler yoluyla düzen kurulacak, daha sonra bu düzen içinde çocuğa seçme hakkı verilecek.
v Çocuk kurallara uymazsa tehdit, ödül gibi mekanizmalara başvurulmayacak. Problemin temeli anlaşılacak ve problem çözülecek.
v Ailenin çocuk adına problemi çözmesi yerine, bunu çözme sorumluluğu yaşına uygun şekilde çocuğa verilecek, tabii ailenin rehberliğinde.
v Problemi çözmek mümkün değilse ya da bir zorunluluk söz konusuysa , çocuktan kurala uyması istenecek ama bu durumda onun duygusu onaylanacak.
v Çocuk tüm bunlara rağmen sorumluluğunu yerine getirmezse , yine ceza ya da ödül verilmeyecek, davranışın bedeli ödetilecek.
v Bedel, davranışın doğal sonucudur. Cezadan çok farklıdır…
Kaynak; Dr Özgür Bolat, BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA
Bir cevap yazın