Oedipus’un Hikayesine Farklı Bakış
Oedipus doğduğunda, babası Kral Laius’ u öldüreceğine dair bir kehanette bulunulur. Kral önlem almak için bebek doğduğunda onu bir çobana teslim eder ve ölmesi için dağlık bir araziye terk etmesini emreder. Fakat iyi kalpli çoban bebeği evine alır ve büyütür. Büyüdüğünde Corinth’ e gider ve Corint Kralının yanında yetişir. Genç bir adamken babasını öldüreceğine ilişkin kehaneti duyarak bundan kaçınmak için Corinth’ den ayrılır. Yolda bir at arabası ile karşılaşır. Arabacı ile tartışır ve o sırada arabada yolculuk etmekte olan Kral Laius arabacıya yardım etmek için inince, Oedipus’dan bir darbe alır ve ölür. Oedipus daha sonra Thebes’e giderek Sfenks’in bilmecesini çözer ve ödül olarak krallık kendisine verilir ve Kraliçe Jacosta ile evlenir.
Bilindiği üzere dramda tam bu süreçte başlar. Oedipus babasını öldürmüş annesi ile evlenmiştir.
Oedipus gerçeği öğrendiğinde önce kendi gözlerini çıkarır, kendi cezasını keser yani… Sonra da gerçeği inkar eder, tüm bunların karısının kardeşi, Creon’un hükümdarlığı ele geçirmek düzenlediği bir oyun olduğuna inanmaya çalışır. İnanmaya çalışır çünkü gerçeğin kabulü her daim zordur…
Kimse Oedipus’ u sakinleştiremez, kim olduğunu nereden geldiğini bilmesi konusunda ısrar eder. Kendi gerçekliğini, kendi mitini ve kendi kaderini bilip kabullenmelidir…
Zaman geçer ve Oedipus bir kez daha sürgün edilir, yaşlı bir adamdır artık… Yaşlı ve kör Oedipus, kızı İsmene tarafından Colonus’a, Atina’nın birkaç kilometre dışındaki koruluğa götürülür. Yaşlı adam, sorunlarını düşünmek ve katlanmak zorunda olduğu bu korkunç olaylardan bir anlam çıkarabilmek için burada yaşar uzun yıllar.
Bu miti insanın mücadelesi ve kendisi ile ilgili gerçeklik üzerinden okuduğumuzda, birinci olarak suçluluk, daha sonra aforoz edilmek ve en önemlisi de inkar mekanizmalarının gücü ortaya çıkar. Oedipus’un da bizlerinde önünde sonunda hesaplaşacağımız alanlardır bunlar.
Eğer olay önceden planlanmasaydı ve bilmeden yapıldıysa kişi suçlu olabilir mi? Sorusu akla gelir ilk olarak. Yaşlı Oedipus düşünce süreci içinde bu soruyla yüzleşir .Sonuç olarak Oedipus sorumluluğu kabul eder…’Suçluluk sorunu olayda değil, kalpte gizlidir’ der ve kendisini bağışlar.
Sofokles tarafından dramatik bir şekilde aktarılan bu hikaye de, bir yandan karanlıkla yüzleşme mücadelesi ve insanın yıkıcı taraflarına vurgu yapılırken bir taraftan da anlam ve uzlaşma arayışına gönderme yapılır.
Kısaca kendi gerçekliği ile yüzleşen insanların mitini görebilirsiniz Oedipus’ da. Nereden baktığımıza göre değişir elbet…
Mitler keşfetmenin yöntemleridir. Doğayla ve kendi varoluşumuzla olan ilişkimizdeki yapıyı ortaya koyan yöntemlerdir. Mitler eğiticidir. İçsel gerçekliği ortaya koyarak, kişinin dış dünyada daha büyük bir gerçeklik deneyimlemesini sağlar.
Birey ancak böylesi bir inanç sayesinde hayatı boyunca kızgınlık duymadan yaşamaya devam edebilir ve geçmişinde , çocukluk dönemindeki mahrumiyetleri kabullenip yeni kapılar açılmasını sağlayabilir.
Hikayenin sonunda Oedipus şöyle der;
‘Perişanlık içinde dünyaya gelsem-tıpkı- geldiğim gibi
Ve babamla bir kavgada rastlaşsam ,
Ve onu yere yıksam, onu öldürdüğümü bilmeden
Ne de kim olduğunu, bu kasıtsız olayda
Nasıl bir suç görürsünüz?
Adil bir hafifleme bu:
Onu tanımadım ve beni öldürmek istedi.
Kanunlar önünde –tanrının önünde- suçsuzum.’
Kaynak: Psikoterapist ve Mitlere Yolculuk
Rollo May
Bir cevap yazın