Hangi yaş grubu çocuklar pedofili mağduru oluyorlar?
Karar verme yeterliliği ve olgunluğu bulunmayan ergenlik öncesi kız veya erkek çocuklar , genellikle 4-10 yaş arası olarak literatürde tanımlanmakla beraber, 0 yaş ve sonrası bebeklerin de pedofili kurbanı oldukları bilinmekte. Yıllardır bunun örnekleri ile maalesef karşılaşmaktayız.
Onları nasıl tanıyabiliriz?
Pedofilik bireylerin aile içinde ve dışında sosyal ilişkileri kısıtlı daha çok içe kapanık, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik, psikoseksüel ve sosyal açıdan olgunlaşmamış kişilik özelliklerine sahip oldukları belirtilmektedir. Pedofilik bireylerin eylemlerini yaptıkları ortalama yaşlarının 40-70 yaş arası olduğu gösterilmiştir. Çocuğun cinsel istismarı sözel istismar, cinsel organlarını gösterme, çocukları soyma ve seyretme, cinsel ilişkiye veya mastürbasyona tanık etme, cinsel organını sürtme, bedenine cinsel amaçla dokunma, okşama, müstehcen yayınlara konu etme, pornografik yayınlar izletme, oral seks, ağza, vajinaya ve/veya anüse penetrasyon gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Bu bireyler için internet ortamı bilgi edinme, mağduru belirleme ve ilişki kurma, fantezi geliştirme, diğer sapkınlığı olan kişilerle bağlantı kurma gibi birçok istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir araç olmaya başlamıştır. Bu konuda aileler çok dikkatli olmalıdır.
Pedofilik bireyler ailenin ve çocuğun güvenini kazanmak için planlayarak, çocuklara yakın olabilecekleri bakıcılık, komşu, spor hocalığı ve servis şoförlüğü gibi mesleklere ve konumlara yerleşirler. Çocuklarla baş başa kalabilmek için çocuğun ve ailenin güvenini kazanacak davranışlarda bulunurlar. Pedofilik bireylerin eylemlerini gerçekleştirmek için tercih ettikleri yerler genelde çocuğun tanıdığı bildiği yerlerdir. Küçük çocuklar ve kız çocuklarının çoğunlukla kendi evlerinde ya da pedofilik bireyin evinde, ergenlerin ve erkek çocukların ise ev dışındaki yol kenarı, ağaçlıklar, okul, oteller gibi yerlerde cinsel istismara uğradıkları görülmektedir. En çok da korunmasız çocuklar; aileleri tarafından ihmal edilen, yoksul, göç ve savaş mağduru çocuklar risk altında olabilmekte.
Pedofiliyi toplum için daha da tehlikeli yapan, çocuklar için tehlikeli olması ve bu gibi kimselerin toplum içinde göze batmadan dolaşabiliyorlar ve çoğu zaman düşünülenin aksine saçı sakalı birbirine karışmış tipler değil, düzgün görünümlü kişiler olmaları.
Pedofili ciddi bir toplumsal sorun, fakat toplumdaki sıklığını tahmin etmek zor. Pedofili olan biri tedavi için başvurmaz ve konunun hassasiyeti hem mağdur hem de suçluya ulaşmayı güçleştirmekte. Dünyada çocuk pornografisi ve çocuk fuhuşuna olan ilginin fazla olması hatta pornografik yayınların % 40’ ını çocuk pornografisinin oluşturması durumun ciddiyetini ortaya koymakta.
Neredeyse pedofili doğulur mu? Olunur mu? diye sorduruyor. Mevcut potansiyelin ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı açık. Diğer grubunda durumu normalleştirmesi olasılığı gibi bir gerçek de var.
Peki cinsel istismarı önleyebilir miyiz ?
Cinsel istismarı önleme çalışmaları, çocuklara, ailelere ve meslek mensuplarına yönelik olmalıdır. Çocuğun, istismarın nasıl bir şey olduğunu bilmesi ve böyle bir durum yaşadığında en kısa sürede bir yakınına veya güvendiği birine yaşadıklarını anlatmasının sağlamak zorundayız. Çocuklara, cinsellik ile ilgili onların yaş ve gelişim özelliklerine uygun olarak verilmelidir. istismarla karşılaştıkları zaman, bu tür davranışlara karşı HAYIR diyebilmeleri, tepki vermeleri ve o ortamdan uzaklaşmaları gerektiği öğretilmeli, ardından mutlaka ebeveynlerine bu durumu anlatmaları söylenmeli.
İngiltere, sokak ve okul çevresinde dolaşan pedofili hastaları için bir yöntem geliştirmiş; okulla ev arasında güvenilir kişilerin evleri belirleniyor ve camlarına yeşil işaretler konuluyor, çocuk tehlikede hissettiğinde bu evlere gidebiliyor.
Pedofili vakaları hızla artmaktayken, uzmanlar çeşitli yollarla kitlelere ulaşıp bilgilendirme çalışmaları yapmaktalar. Ancak bu ne kadar yeterli ? Bu çalışmalar sadece bireysel çaba olarak kalmakta. Yazılı-görsel basın, sivil toplum örgütleri, üniversitelerde devreye girmeli ve sorumluluk almalı.
Samsun İş Kadınları Derneği (SAMİKAD) olarak önümüzdeki döneminde çocuğun ihmal ve istismarı ile ilgili olarak çalışmalar yapmayı planlamaktayız. Bu konuda öncelikli olarak sosyoekonomik düzeyi düşük olan bölgelerde ebeveynlere-özellikle de annelere ulaşıp bilgilendirme çalışmaları yapmayı düşünüyoruz.
Bu vakaların bu kadar çoğalmasında yapılan haberlerin de etkili olduğunu düşünmekteyim. Yazılanlar, görüntülenenler bir süre sonra normalleşiyor.2004 yılında Türkiye’ de yapılan bir çalışma; Türkiye’ de internet kullanıcılarının %65 inin porno izleme amacı ile internete girdiğini %40 ının da sadece çocuk pornosu izlediğini göstermekte. Çocuk pornografileri 1986’ dan beri tüm dünyada yaygınlaşmaya başladı. Günümüzde gelinen noktaya baktığımızda bir patlama yaşandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Araştırmalar çocuk pornografisi yapan kişilerinde pedofili olduklarını göstermekte.
Hollanda’ da2010’da kendisini feshetmek zorunda kalan bir pedofili partisinin varlığını öğrendiğimde buna inanmadım önce. Cinsel ilişki yaşının 12’ ye indirilmesini isteyen ‘Kardeşçe Aşk Kardeşçe Özgürlük ve Farklılık Partisi’ olarak geçen bir parti, bir pedofili partisi.
Türkiye’ de de çocuk gelinlerimiz var ve çok da farkı yok aslında bu ikisinin..
Konunun önemi ortada, hepimizin yapabileceği şeyler var.
Yoksa sessiz kalıp izlemeye devam edeceğiz..
Unutmayın !!
Çocuğa verilmesi gereken cinsel eğitimin verilmemesi de cinsel ihmaldir….Korunmasından hiç söz etmiyorum bile…’
Bir cevap yazın