Travma yaşanınca ne olur? İşlevsel olmayan bir şekilde depolanmış olan anıların rahatsızlık verici yanları birbiriyle durağan bir şekilde ilişki içindedir, çünkü bu anılar yeni ve uygun bağlantılar kuramazlar. Görüntüler, bedensel duyumlar, tat ve kokular, sesler, duygular, değer ve inanç ifadeleri şeklinde ortaya çıkar bu travmatik yaşantılar. Çözümlenmemiş travma uyarıldığında kişi, yalnızca olanı biteni görmekle kalmayıp olay sırasında hissedilen duygu ve bedensel duyumları da yeniden hissedebilir.
Küçük bir kızın babasının yanında yürümekte olduğunu ve onun elini tutmak için uzandığını hayal edelim. Tam o anda baba özellikle ya da yanlışlıkla kolunu geriye doğru sallar ve çocuğun yüzüne vurur. Çocuk yoğun ve olumsuz bir duygu deneyimler ve bunu ‘İstediğimi elde edemiyorum, benimle ilgili bir şeyler yanlış olmalı ’ şeklinde dile getirebilir. Çocuklar genellikle ebeveynlerinin hatalarını ya da eksiklikleri için suçu üstlenirler, bunun acı bir örneği de cinsel taciz vakalarında mağdurların uğradıkları istismar yüzünden kendilerini suçlamalarıdır. Bu eğilim evrensel olarak hayatta kalmak için otoriteye boyun eğme sürecinden kaynaklanıyor olabilir. Hitler Almanya’ sında olduğu gibi… Bu duygu, belki yoğun değersizlik ve güçsüzlük duygusu, görüntüler, sesler ve tokadın acısı çocuğun sinir sisteminde depolanır. Bu olay kişinin hayatında ilk öz tanımlayıcı olaylardan biri olarak bir mihenk taşı olur. Böylece bir nöral ağ bağlantısı oluşmuş olur. Devamında anne, kardeşler, arkadaşlar ve diğerleri tarafından reddedilme deneyimlerinin hepsi ile bağlantılı bilgiler bu düğüme katılacaktır. Olumlu deneyimler bu ağ ile özdeşleşmez çünkü düğüm olumsuz bir duyguyla tanımlanmıştır.
Bu süreç ergenlikte de devam eder, örneğin önceki örnekteki kız bir erkek arkadaşı yada bir öğretmeni tarafından reddedildiğine ilk deneyiminden öğrendikleri aktive olur ve istemeyen biri olduğuna ilişkin inancı yeniden beslenir ve kehanet gerçekleşir ; istediğimi alamam, ben de bir sorun var…
Böylece, çocukluk acısı şimdiki zamanda tetiklenir ve kadının davranışları , var olan tepkileri, kendini ve dünyayı değerlendirmesi işlevsiz olur. Sosyal bir ortama ya da iş ortamına girdiğinde ve bir şeyi arzuladığında , ‘Ben istediğimi alamam, ben de bir sorun var ’ şeklinde kelimelere dökülmüş olan duyguya bağlı nöral ağ uyarılacak ve bağlantılı duyguya bağlı kendi kendisini kötüleme inancı, var olan işlevsiz davranışlarını güçlü bir şekilde engelleyecektir.
ÇÖZÜM
Rahatsızlığın çözüme kişinin doğuştan var olan kendini iyileştirme sürecinin uyarılmasıyla varılır. Bedenin fiziksel yaraları iyileştirmede kullandığı mekanizma burada da psikolojik acıları, yani (t) leri iyileştirmek için kullanılır. Tüm o karmaşık düşük öz saygı ve öz yeterlilik unsurları ile birlikte psikolojik işlev bozukluğu sinir sisteminde depolanmış bilgiden kaynaklanır. EMDR aracılığıyla bu bilgiye ulaşılır, bilgi işlenir ve sağlıklı hale getirilir. Kişiden onu rahatsız eden anıya ilişkin bir görüntü getirmesini istemek fizyolojik olarak depolanmış bilgiyi uyarır. Göz hareketleri bilgi ileme merkezini aktifleştirir ve sağlıklı bilgi nöral ağda özümsenir ve hedef anı sağlıklı hale getirilir. Tıpkı (T) travmalarda olduğu gibi (t) travmalarda da olumsuz inanç olumlu olan ile yer değiştirilir. Travmada ortaya çıkan olumsuz inanç EMDR ile yeni bağlantılar kurarak ve geçmişteki olumlu anıları da tekrar hatırlamasını sağlayarak kişiyi daha sağlıklı bir hale getirir.
EMDR her zaman işler, ışık hızında işler…
KAYNAK: EMDR Francıne Shapıro
Bir cevap yazın